Genetik Şifreler ve Cinayetler: Adli Tıp Bilim Kurgu Olmaktan Nasıl Çıktı?

Genetik Şifreler ve Cinayetler: Adli Tıp Bilim Kurgu Olmaktan Nasıl Çıktı?

 Zekiye Ravza Küçükdaşcı

Zekiye Ravza Küçükdaşcı

Biyomühendislik Öğrencisi

23 Şubat, 20255 dk
Genetik Şifreler ve Cinayetler: Adli Tıp Bilim Kurgu Olmaktan Nasıl Çıktı?

Adli tıp, suçluların yakalanmasında ve faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasında bilimin en güçlü silahlarından biri haline geldi.

Parmak izi analizinden kan lekesi incelemelerine, klasik DNA profillemesinden biyoinformatik tabanlı genetik analizlere kadar geçen süreçte, suçluların tespit edilme yöntemleri büyük bir evrim geçirdi. Günümüzde, yeni nesil dizileme teknolojileri, moleküler biyoloji ve biyoteknoloji sayesinde, sadece kimlik belirleme değil, aynı zamanda suç mahallerindeki biyolojik izlerin kökenini saptama, ölüm zamanını belirleme ve suçluların genetik soy ağaçları üzerinden tespit edilmesini mümkün kılmaktadır. Bu yazıda, adli tıpta yeni nesil dizileme teknolojilerinin kullanımı, CODIS sisteminin suç çözümlemedeki yeri, Golden State Killer gibi ünlü vakaların nasıl çözüldüğü ve moleküler biyolojinin adli bilimlere sunduğu yeni imkanları detaylandıracağız.

Geleneksel Yöntemlerin Sınırları ve Yeni Yaklaşımlar

STR Analizi ve Sınırlamaları

Otozomal STR (Short Tandem Repeat) analizi, bireylerin benzersiz DNA profillerini belirlemede uzun yıllar boyunca adli tıbbın altın standardı olmuştur. Suçluların tespiti ve kayıp kişilerin bulunmasında yaygın olarak kullanılan bu yöntem, bazı durumlarda sınırlamalar gösterebilir. Özellikle doğal afetler, toplu kazalar veya birden fazla bireyin DNA’sının karıştığı olaylarda güvenilirliği azalırken, yakın akrabalar arasındaki genetik benzerlikler bireysel ayrımı zorlaştırabilir. Ayrıca, bozulmuş veya düşük kaliteli DNA örneklerinde elde edilen verilerin doğruluğu ise önemli ölçüde azalabilir.

Yeni Nesil Dizileme Teknolojilerinin Adli Tıpta Kullanımı

Yeni nesil dizileme (Next-Generation Sequencing – NGS) teknolojileri; özellikle bozulmuş, karışmış veya düşük miktarda DNA içeren örneklerden bile güvenilir veriler elde edebilme kabiliyetiyle adli vakalarda çığır açmıştır. Bu teknoloji, tüm genom veya ekzomun tek bir testle yüksek doğruluk ve hızlı bir şekilde dizilenmesine olanak tanımaktadır.

NGS, yalnızca bireysel kimlik tayini sağlamamakta; aynı zamanda epigenetik modifikasyonlar, miRNA profillemesi ve SNP analizleri gibi ek veriler sunarak, olay yerindeki delillerin çok boyutlu yorumlanmasını mümkün kılmaktadır. Bu sayede, örneğin ölüm zamanı (Post Mortem Interval – PMI) tahmini, doku veya vücut sıvısının belirlenmesi ve hatta mikrobiyom analizi yoluyla suç mahalli hakkında detaylı bilgi edinilebilmektedir.

Touch DNA ve Taşınabilir Dizileme

Touch DNA teknolojisi, sadece birkaç deri hücresinden bile kimlik tayini yapabilme kabiliyetiyle, suç mahallinde elde edilen mikroskobik delillerin değerini ortaya koymaktadır. Oxford Nanopore gibi taşınabilir dizileme cihazları, parçalanmış cesetlerin kısa sürede analiz edilip tanımlanmasını sağlarken, yapay zeka destekli yöntemler suçluların coğrafi kökenlerini belirlemede yeni olanaklar sunmaktadır.2

Fiziksel Profil Çıkarma

HIrisPlex sistemi gibi yöntemler, DNA analizleri sayesinde failin göz rengi (%95 doğrulukla), saç rengi, ten tonu ve etnik köken gibi fiziksel özelliklerini tahmin edebilmekte; böylece olay yerinde elde edilen delillerin kimlik tayininde ek bilgiler sunmaktadır.

Mikrobiyom Analizleri

İnsanların cilt ve diğer vücut bölgelerindeki mikrobiyota, her bireyin benzersiz kimlik imzası gibi düşünülebilir. Suç mahallerinde veya cesetlerde bulunan mikrobiyal izler, olayın gerçekleştiği zamanı, çevresel koşulları ve hatta son aktiviteleri belirlemede ek bilgi sağlar. Örneğin, bazı çalışmalar Corynebacterium, Propionibacterium ve Rothia gibi bakterilerin cilt mikrobiyotasına dayalı kimliklendirme yöntemlerinin yüksek doğruluk sağladığını rapor etmiştir.

Gen Düzenleme ve Sentetik Biyoloji

CRISPR-Cas9 gibi teknolojiler, laboratuvar ortamında üretilen DNA’nın adli delillerin manipülasyonu için potansiyel bir risk oluşturduğunu gösterse de, bilim insanları bu tür gen düzenleme araçlarının bıraktığı moleküler imzaları tespit eden yöntemler geliştirerek, olası manipülasyonların önüne geçmeye yönelik çalışmalar yapmaktadır.

CODIS’ten Akraba Ağlarına: Genetik Soy Ağacının Suç Çözümündeki Rolü

CODIS (Combined DNA Index System), 1990’larda FBI tarafından başlatılan pilot projelerle temelleri atılan ve 1994’te resmi olarak yürürlüğe giren dijital bir DNA veritabanı sistemidir. Başlangıçta bireysel DNA profillerinin karşılaştırılmasını hedefleyen CODIS, zamanla 20 temel STR lokusunu içerecek şekilde genişleyerek, seri suçların çözülmesinde, soğuk dosyaların yeniden açılmasında ve aile ilişkilerinin ortaya konmasında önemli bir araç haline gelmiştir.Ancak CODIS’in etkinliği, yalnızca veritabanında kayıtlı olan faillerle sınırlıdır, bu da bazı vakaların çözülememesi anlamına gelmektedir.

Son yıllarda, GEDmatch gibi halka açık genetik soy ağacı platformları, CODIS’in sınırlarını aşan yeni bir çözüm sunmuştur. Bu platformlar, genetik verilerin akrabalarla karşılaştırılması yoluyla, daha önce kimliği tespit edilemeyen suçluların yakalanmasına olanak sağlamaktadır. Örneğin, Golden State Killer vakasında, failin DNA’sı akrabalarının genomik verileriyle karşılaştırılarak, 40 yıl süren bir seri cinayet davası çözülmüştür. Bu tür analizler, adli literatüre “genetik dedektiflik” kavramını kazandırarak, suçluların adalete teslim edilmesinde devrim niteliğinde bir yenilik yaratmıştır.

Golden State Killer Vakası

Genetik Soy Ağacı Yöntemi ile Suçlu Tespiti

Golden State Killer, 1970’ler ve 1980’lerde Kaliforniya’da dehşet saçan bir seri katildi. Bu suçlar, on yıllar boyunca çözülmeden kaldı. Ancak, 2018’de Joseph DeAngelo‘nun tutuklanması, genetik veritabanlarının suç çözme alanındaki gücünü gözler önüne serdi. DeAngelo’nun DNA’sı, geniş çaplı genetik veritabanlarına yüklendi. Kurbanlardan alınan DNA örnekleri, bu veritabanlarıyla karşılaştırıldı. DeAngelo’nun akrabalarına ait bir iz bulundu ve bu bulgu, polis tarafından takip edilerek şüphelinin kimliği doğrulandı.

Etik ve Yasal Tartışmalar

Bu vaka, genetik veritabanlarının suç çözme amacıyla nasıl kullanılabileceğini gösterdi. Ancak, bu yöntemle birlikte etik ve gizlilik sorunları da gündeme geldi. Genetik bilgilerin, kişisel izni olmadan aile üyelerine kadar takip edilmesi, mahremiyet ve hukuk açısından ciddi tartışmalara yol açtı. Bu durum, biyoteknolojinin adli tıp alanındaki potansiyelini ortaya koyarken, aynı zamanda bu tür verilerin nasıl kullanılacağına dair yeni soru işaretleri doğurdu.

Referanslar

1.Tezcan, T., Yıldırım, M. A., Kotiloğlu, S. Ö., & Kaya-Akyüzlü, D. (2024). Adli Uygulamalarda Yeni Nesil Dizileme Teknolojilerinin Yeri ve Önemi. DergiPark (Istanbul University)https://dergipark.org.tr/tr/pub/adlitip/issue/89165/1447945

2.Procopio, N., Lovisolo, F., Sguazzi, G., Ghignone, S., Voyron, S., Migliario, M., Renò, F., Sellitto, F., D’Angiolella, G., Tozzo, P., Caenazzo, L., & Gino, S. (2021). “Touch microbiome” as a potential tool for forensic investigation: A pilot study. Journal of Forensic and Legal Medicine82, 102223. https://doi.org/10.1016/j.jflm.2021.102223

3.Phillips, C. (2018). The Golden State Killer investigation and the nascent field of forensic genealogy. Forensic Science International Genetics36, 186–188. https://doi.org/10.1016/j.fsigen.2018.07.010

4.Wickenheiser, R. A. (2019). Forensic genealogy, bioethics and the Golden State Killer case. Forensic Science International Synergy1, 114–125. https://doi.org/10.1016/j.fsisyn.2019.07.003

Etiketler

 Zekiye Ravza Küçükdaşcı

Zekiye Ravza Küçükdaşcı

Biyomühendislik Öğrencisi

Biyomühendislik Öğrencisi

Loading...